9 Mayıs 2015 Cumartesi

Dayton'un Tutsağı Bosna: Zvornik Özelinden Genele

     Yugoslavya, evet biz zamanların doğal kaynakları, sanayisi ve insan gücüyle güçlü dinamik ülkesi. Avrupa'nın 'medeni' devletleri tarafından halklarının arasına kandan sınırlar çekileli yaklaşık 20 yıl oldu. Yüzyıllarca kardeşçe yaşayan Boşnaklar, Hırvatlar, Sırplar, Slovenler, Makedonlar şimdi ayrı ve birbirine düşman.

     1992-1995 yıllarında 50 bin kadına sistematik şekilde tecavüz edildiği, iki milyon kadar insanın yurdundan sürüldüğü, yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği BM gölgesindeki Sırp Çetnik katliamının üzerinden tam yirmi yıl geçti. Aynı zamanda Batı'nın Boşnakların ayaklarına pranga taktığı Dayton 'sözde barış' antlaşmasının üzerinden de. Dayton'a büyük bir parantez açmak gerekirse: 

       Dayton Anlaşması’na göre ülke Bosna-Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti iki entiteye ayrılmış durumda. Bunlardan nüfus bakımından daha az homojen olanı (yüzde 70 Boşnak, yüzde 28 Hırvat, yüzde 1 Sırp) Bosna-Hersek Federasyonu da kendi içerisinde 10 kantona bölünmüş. Her iki entitenin altında ayrıca yerel yönetimlerden sorumlu belediyeler var. Böylelikle ülkenin idari yapısı devlet, entite, kanton ve belediyeler şeklinde dört katmandan oluşmaktadır. Her bir katmanın kendi meclisi var ve devlet, entite ve kantonlara ait ayrı ayrı anayasalar ve meclis ve bakanlar kurulları var. Yani ülkede onlarca bakan, onlarca vekil ve yüzlerce üst düzey bürokrat var. Bu yüzden de ülke yönetimine içinden çıkılmaz bir karmaşa hakim. Bosna-Hersek’te ülke yönetimi üç etnik kurucu unsur (Boşnak, Sırp ve Hırvat) arasında güç paylaşımı esası üzerine kurulmuş durumda. Üç etnik grup siyasi kurumlarda, bürokraside ve devlet dairelerinde belli oranlarda temsil edilmesi zorunlu. Siyasetçiler veya bürokratların oturacakları koltukları mensup oldukları etnik kimlik belirliyor. Bu da ülke siyasetinin milliyetçi çizgi debelenmesine yol açıyor. Bosna Hersek'in sadece IMF'ye olan borcu 594.31 milyon avro, İşsizlik almış başını gidiyor. Daha geçen aylarda halk sokaklara döküldü. Ama ülke hazinesi ülke bürokrasinin maaşını bile ödemekte zorlanıyor. Bütün bu ortak sosyo-ekonomik sıkıntılara rağmen siyasi partilerin tek derdi mensup oldukları soydaşlarına şirin gözükmek.

       Gelelim geçen haftaya Zvornik'te bir Sırp karakolu basıldı ve 2 Sırp polisi yaralandı ve bir Sırp polisi saldırganla beraber yaşamını yitirdi. Saldırganın adı Nerdin İbriç; 24 yaşında Boşnak bir genç. Ölen genç henüz 1 yaşındayken babası Seyfi İbriç, 1992 yılında Zvornik’te Sırp Çetnikler tarafından kurşuna dizilerek katlediliyor. Nerdin İbriç, annesi ile birlikte uzun yıllar mülteci kamplarında yaşıyor savaşın ardından da ise Zvornik’teki Kuçiç Kula köyüne dönüyor. Zor koşullarda büyüyen genç Dayton'un esir aldığı ülkenin yüzde 65 işsiz nüfusundan sadece biri. Ve netice bilindik son; İbriç kendini bir anda Vehhabilerin arasında buluveriyor. Öldürülen 48 yaşındaki Sırp polis ise Byelyina bölgesinde Boşnak sivillere karşı işlenen soykırımda rol olan bir savaş suçlusu. (Belki de babasının katili)

       Gelelim Bosna'da yürekleri ağızlara getiren bu olayın asıl sebebine: Yaşanan soykırımın üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen adalet karşısında hesap veren katil sayısı sadece 500. O katiller tecavüzcüler şimdi halkın arasında ellerini kollarını sallaya sallaya mağdur ettiklerinin yüzüne baka baka geziyorlar. Geciken adaleti , mağdurların çocukları kendini canları hiçe sayarak sağlamaya çalışıyor. Bosna'da yeniden gözyaşı ve kan akmaması için adalet sağlanmalıdır.

0 yorum :

Yorum Gönder