20 Haziran 2015 Cumartesi

Eski Afyon Evleri ve Afyon Kalesi

     Afyon'a geldim geleli bana sürekli göz kırpan ama bir türlü gidemediğim "şehrin nişanı" Afyon Kalesine sonunda gidebildim hatta 226 m yükseklik ve 610 basamak göz önüne alınırsa çıkabildim demek daha doğru olur. 


    Kale merdivenlerine çıkmadan önce sizi bakımsız halde duran Ahmet ve Mehmet Efendiler türbeleri karşılıyor. Mübarek zatları tanıtan bir bilgiye ne Türbe'de ne de ahalide ulaşabiliyorsunuz. Ruhlarına birer fatiha okuyup ilerleyince tarihi görünümlü olan bir çeşme sizi karşılıyor. Burada buz gibi sudan içip serinleyebilirsiniz. Kale merdivenleri girişinde hediyelik eşyalar satan tezgahlardan Afyon'a dair hediyeler satın alabilirsiniz. Afyon Kalesinin merdivenlerinin basamakları zamanla aşındığı için birbiriyle orantısız yükseklikteler, özellikle zirveye yaklaştıkça dikkat etmekte fayda var. Zirveye ulaştığınızda sizi Afyonun eşşiz manzarası karşılıyor, buradaki iki üç masalık çay bahçesinde manzaraya karşı yorgunluk çayınızı yudumlayabilirsiniz. Özellikle eski Afyon yerleşkesinin camileriyle, hamamlarıyla, hanlarıyla, bedesteniyle ve tabiki de evleriyle oluşturduğu muntazamlıkla, yeni Afyon mahallelerinin biçimsizliğini rahatlıkla kıyaslayabilirsiniz. Şimdi size kısaca Afyon Kalesinin tarihinden bahsedeyim: 


     Afyon Kalesi M.Ö. 1350 yıllarında Hitit imparatoru II. Murşil tarafından yaptırılmış olup ilk adı Hapanuva olan kale; Roma ve Bizans dönemlerinde Akroenos, Selçuklu döneminde ise Karahisar adı ile anılmıştır. 1573'te kaleyi tamir ettiren II. Selim ise yörede yetiştirilen afyondan ötürü kaleye Afyonkarahisar adını vermiştir. Kalenin bütünü günümüze taşınamamış olsa da kalıntıları görülebilmektedir. 

     Afyon Kalesine ulaşabilmek için Uzun çarşıyı devam edip tarihi Bedesten'i sol tarafınıza alıp Ulu Cami'ye kadar devam etmeniz gerekir. Ulu Caminin olduğu sokağa aracınızı park edip kaleye yürüyerek devam etmeniz gerekecek. Kaleye çıkmak için güneşin biraz daha dindiği ikindi vakti en ideali. 

   Kaleye yürürken kendinizi sanki Safranbolu'nda veya Beypazarı'nda buluveriyorsunuz. Afyon evleri zarif mimarisiyle dikkat çekiyor. 1902 yılında Afyonkarahisar’da çok büyük bir yangın çıkmış ve evlerin büyük çoğunluğu (yaklaşık olarak 1300 ev) kül olmuş. Bu nedenle gördüğünüz evlerden en eskileri 1902 yılında yapılmış olanlar. Tacıahmet, Zaviye, Mollabahşi, Yukarı Pazar, Kubbeli Mahallesi, Arap Mescit, Kale, Akmescit, Nurcu, Mecidiye, Sinanpaşa, Hacıeyüp mahallelerinde 3500'e yakın eski ev var. 

   Zamanında devrinin en asil ailelerini misafir eden bu ihtişamlı güzel yapılar şimdi mevcut yasalardaki sıkıntılar nedeniyle bakımsız ve çürümeye terk edilmiş olarak -akşama kadar akıttığı alın teri karşılığında evinin ihtiyacını zar zor karşılayan- şehrin fakir ailelerini misafir ediyor. Afyon Valiliği tarafından cephe iyileştirilmeleri yapılmış. (Dış cepheler boyanmış, doğramalar onarılmış, çatı kaplamaları yenilenmiş). Fakat evlerin taşıyıcı aksamlarına veya iç mahallerine dokunulamamış. Yani bu güzel ihtiyarlara makyaj yapılmış ama ameliyata alınmamışlar. Restorasyon işinin çok iyi bir ustalık ve özen isteyen çok maliyetli bir iş olduğu düşünülürse sadece Valiliğin üstesinden geleceği bir iş değil doğrusu. Burada asıl görev Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne düşüyor. Şimdi biraz da evlerin mimari detaylarından bahsedelim: 

Sit alanı olarak koruma altına alınan bu mahalleler mükemmel bir şehircilikle planlanmış. Kale eteklerindeki yokuşta olan sokaklar, birbirine paralel doğu-batı doğrultusundaki caddeler, Helenistik dönemin düzenine göre ızgara planlı olarak yapılmış. Afyon evleri iki veya üç katlı, bitişik düzende yapılmışlar. Alt katlar sokağa üst katlar da cumbalarla dışa açılıyor. Çoğu moloz taş temel üzerine yapılan evlerin bazıları temelden su basmana kadar kesme taşlarla kaplanmış. Duvarları arasında kerpiç dolgular ve aralıklarla ahşap hatıllar bulunuyor. Zemin katlarda taşlık ve avlular bulunuyor. Burada kiler, depo, odunluk, ahır, çamaşırlık yer alıyor. Orta katlar alçak tavanlı ve küçük pencereli, sokağa yakın pencerelerde çıkmaları destekleyen konsolların arasına pencereler yerleştirilmiş. Üst katları taşıyıcı konsollar taşıyor ve geniş odalar manzaraya ve sokağa bakıyor. 

    Afyon evlerinde, günlük yaşamın geçtiği mekânlardan mutfak, banyo, çamaşırlık alt katta bulunurken; yeme içme, oturma ve uyuma mekânları üst katta yer alıyor. Kışın ısınma sebebiyle orta kat kullanılırken, yazları tavan yüksekliği üç metre 20 santimetreyi bulan ve kısmen daha serin olan üst katlar kullanılıyormuş. 

     Afyon'a gelirseniz mutlaka ama mutlaka bir ikindinizi Afyon Kalesi'ne ve kalenin yamaçlarında kurulu bu eski semte ayırın. Bu arada halk arasında kale'ye çıkan 7 sene Afyon'u terk edemez diye bir inanış var. İnanırsınız inanmazsınız ben söyleyeyim de demedi demeyin sonra. İnşallah bir daha ki sefere Bedesten'den ve Ulu Cami'den bahsederim sizlere. 

    Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun. Bir daha ki yazımda görüşmek üzere...

12 Haziran 2015 Cuma

Afyon'da Seçimleri Nasıl Okumalı?







     Afyon'da partilerin çıkarttığı milletvekili sayısında her hangi bir değişiklik olmadı. Ak Partiden 3 (Halil Ürün, Ali Özkaya, Remziye Sıvacı), MHP'den 1 (Mehmet Parsak), CHP'den 1 (Burcu Kayıkçı) vekil meclisin yolunu tuttu.

     Ak Parti 2011 seçimlerine göre 8 puan kaybedip % 60'dan % 52'ye gerilese de milletvekili sayısını korudu. Bu düşüş milliyetçi muhafazakar kesimin Ak Partiye bir ihtarı olarak algılanabilir. Ak Parti yönetiminin temayül yoklamalarını (Yoklama sonuçları: Halil Ürün 1430, Ali Özkaya 1023, Fatma Mercan 862, Semai Kaya 786, Şükrü Ersoylu 734, Fatih Beder 689, Mustafa Tarlacı 631, Abdülkadir Yılmaz 610, Rahmi Arıkan 531) ilk iki sıra hariç dikkate almadığı ortadadır. Temayül yoklamalarına girmeyen Remziye Sıvacı'nın üçüncü, Akif Özkaldı'nın ise dördüncü sıradan aday gösterilmesi il teşkilatında tepkiyle karşılandı ve şevkini kırdı.

     CHP Afyon'da mevcut kemik oyunu korudu. Yerel seçimlerde Ak Parti karşısında en güçlü aday olan Fatih Çetinkaya'ya oy veren CHP seçmeni kendi partisine döndü. İl teşkilatını diri tutabilmek için ön seçimle belirlediği Burcu Kayıkçı'yı aday gösteren CHP yönetimi her hangi bir sürpriz ile karşılaşmamış oldu.

     MHP 2011 seçimlerine göre oy oranını 7 puan arttırmış olsa da yerel seçimlerde yakaladığı rüzgarı devam ettiremedi. Yerel seçimlerde Belediye başkanı adayı Fatih Çetinkaya'nın şehir tarafından sahip çıkılmasının etkisiyle, CHP'li seçmenin üçte ikisinin (+10 puan) desteğiyle ve en önemlisi İl Teşkilatının büyük inanmışlığı ve özverisiyle 42,50 puana ulaşarak tarihi rekora imza attı. MHP; CHP seçmeni hariç potansiyel oy oranını %31,50'lere (42,50-(16,40-5,30)) çıkartmıştı. Kısacası MHP 2011 seçimlerine göre oy oranını arttırsa da 2014 yerel seçimlerinde kazandığı 6 puan'lık potansiyel sağ seçmeni kaybetti. Eğer bu seçimlerde o seçmeni tutabilseydi 2. vekili meclise gönderebilirdi. Bu düşüşün en büyük nedeni Bahçelinin MYK kontenjanından gelen Mehmet Parsak'ı birinci sıraya yerleştirip Fatih Çetinkaya'yı seçilemeyecek yerden 3. sıradan aday göstermesi oldu. Bu durum İl teşkilatının ve gönüllülük esasına göre çalışan Afyon'luların hevesini kırdı ve MHP bir vekilinden oldu.

       İnşallah seçilen vekiller Afyonkarahisar'a marka şehir olma yolunda katma değer katacak projeler bulur veya bu projeleri destekler ve kazanan Afyonkarahisar olur.

     
    

9 Haziran 2015 Salı

7 Haziran'ı Nasıl Okumalıyız?

     Türk siyasetinin dönüm noktalarından biri olan 7 Haziran seçimlerini geride bıraktık. Seçim çoğunluğun beklediği üzere sonuçlandı. HDP seçim barajını aştı, Ak Parti tek başına hükümet kurabileceği  276 koltuk sayısının altında kaldı. Seçim sonuçlarını partiler üzerinden değerlendirecek olursak:

     Ak Parti 2002 seçimlerinden beri ilk defa % 40 bandına indi. Seçmen Ak Partiyi hükümet denklemi dışında bırakmamakla beraber tek aktör olarak da görmediğini gösterdi. Anadolu'daki milliyetçi muhafazakar oyların bir kısmı MHP'ye geri döndü. Muhafazakar seçmenin bir kısmı ise hükümetin takındığı pasif tavrın faturasını keserek ya sandığa gitmedi yada Saadet-BBP ittifakına oy verdi. Seçim sonuçları gösterdi ki Ak Parti olası başkanlık referandumunda fire vermemek uğruna taşra teşkilatlarının  temayül yoklamalarını çok dikkate almadan aday listelerini belirledi. Erdoğan'ın son dönemde takındığı milliyetçi tavır; milliyetçi seçmeni Ak Partiye çekmek yerine seçmenin nazarında çözüm sürecinin yerindeliğini tartışmaya açtı ve milliyetçi seçmen kendi partisi MHP'ye dönüş yaptı. Erdoğan'ın başkanlık sistemini tam olarak anlatamaması batıdaki seçmende başkanlık sistemi=otoriterleşme ve başkanlık sistemi=bölünme algısını oluşturdu. Bu korkuyu da diğer partiler çok iyi kullandı. Aslında bu seçim aynı zamanda Erdoğan'ın başkanlığının referandumuna dönüştü.

     Ak Partiye asıl oy kaybı yaşatan etmen ise muhafazakar Kürt seçmenin HDP ile barışması oldu. Ak Parti bölgedeki etkin kanaat önderleri yerine teşkilat kontenjanından isimleri aday gösterdi. Zaten HDP'ye göz kırpmaya başlayan muhafazakar Kürt seçmeni etkin adaylarla tutmayı başaramadı. Ak Parti; HDP'nin Kandil ile olan emir komuta ilişkisinden, 6-7 Ekim olaylarından, kırsalda köy muhtarlarına yapılan tehditlerden (özellikle büyükşehirlerdeki Kürt seçmen için),  Pkk'nın şehir çetesi YDG-H'nin halka yaptığı zulümden, Okul, hava alanı, otoyol inşaatlarına yapılan sabotajlardan yeteri kadar bahsetmedi.

     Ak Parti'nin kendinden fazla emin tavrı tüm bu seçmen hareketlerini fark etmesini engelledi yahut ciddiye alınmadı. Ve bu hatalar zinciri Ak Parti'yi tek başına iktidar koltuğundan etti.

     Ana muhalefet partisi CHP de ise her hangi bir değişiklik yok. CHP'li kemalist, ulusalcı taban yine partisine oy verdi. Ama bu zamana kadar kendini solcu olarak tanımlayıp alternatifsizlikten dolayı CHP'ye oy veren kesim ile aristokrat zengin kesimin (Bebek ve Nişantaşı'nda birinci parti olan) HDP'ye yönelmesiyle potansiyel 2-3 puanı kaybetti. CHP'nin HDP'nin güçlü olduğu bölgelerde (Tunceli gibi) ise seçime asılmadığı ve propaganda döneminde HDP'ye dair hiç bir eleştiri yapmadığı da düşünülürse CHP yönetiminin Ak Parti'ye maksimum zararı vermek amacıyla HDP'ye pasif destek verdiği söylenebilir. CHP kurmaylarının bu noktada ciddi bir öz eleştiri yapması gerekiyor.

     MHP bu seçimin iki kazananından biri oldu. Hatta olası Ak Parti-MHP koalisyonu ile tek kazananı da olabilir. MHP seçim süreci boyunca Erdoğan'ın belki de fark etmeden açtığı ortaları hep gole çevirdi. Erdoğan tarafından HDP üzerinden yapılan çözüm süreci eleştirileri MHP'ye yaradı. MHP her ne kadar tok satıcıya oynasa da destekçisi olan sermaye gruplarının baskısıyla Ak Parti koalisyonu ihtimaline çok fazla direnebileceğini sanmıyorum.

     Gelelim seçimin diğer kazananı HDP'ye. HDP'nin sınırda da olsa barajı geçebileceği tahmin ediliyordu ama kimse %13 gibi net bir oy oranını beklemiyordu. Altan Tan'ın da CnnTürk'te ifade ettiği gibi Diyarbakır'da patlayan o kalleş bomba HDP'ye artı bir kaç puan alarak döndü. Ama HDP'ye barajı geçiren asıl etken yukarıda da bahsettiğim üzere muhafazakar Kürt seçmenin HDP'ye şans vermek istemesi oldu. Diğer taraftan sosyalist, komünist, aristokrat kesimin RTE düşmanlığı solculuğundan daha ağır basınca da büyükşehirlerdeki bu oy oranlarına ulaştılar.

     HDP'nin bu propaganda dönemi okullarda ders olarak okutulmalı. Hani derler ya "kırk tilki dolaşıyor, kırkının da kuyruğu birbirine değmiyor" diye HDP kurmayları işte bunu yaptı. Güneydoğu kırsalında köy muhtarlarını YDG-H ile tehdit ettiler, Üniversitelerde öğrencilerle barış yemekleri yediler. Parti programında Diyaneti kapattılar, Elazığ'da yerine İnanç Müdürlüğü kurdular.  Diyarbakır'da "Önder" Apo'nun heykeli dikme sözü verdiler, İzmir Gündoğdu'da teşkilata Apo resmi yok Türk bayrağı var dediler. Allem ettiler kallem ettiler batıda güvercin, güneydoğuda şahin oldular, başardılar.

      Sonraki yazımda da koalisyon hesapları yaparız artık...

3 Haziran 2015 Çarşamba

Bir Eş Başkan Kaç Demirtaş: Gör Bakalım, Say Bakalım


     Bugün sizlere "şeker çocuk" Demirtaş'tan bahsedeceğim.

     Şeker çocuk Demirtaş ulusalcıları, Kemalistleri, demokratları kısacası anadolu insanını  meğersem eski Pkk marşıyla kandırmaya çalışıyormuş. 

Şarkının orjinali:
Dersim Agiri zilan hani / Katediler cani cani / Birer birer hesabini /Sorandek savaşırız /Birer birer hesabini/ Sorandek savaşırız /Biz bu yolla baş koymuşuz/Leş bir yana baş bir yana/Biz mazluma söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize/Biz mazluma söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize/Biz bu yolla baş koymuşuz / Leş bir yana baş bir yana Biz Apoya söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize/Biz Apoya söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize/Şehit verdik onbinlerce/ Biz söz verdik Şehitlere /Kizil bayraği göklere /Dikenedek savaşiriz /Kizil bayraği göklere/Dikenedek savaşırız /Biz bu yolla baş koymuşuz / Leş bir yana baş bir yana /Biz Hayriye söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize/Biz Hayriye söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize/Biz bu yolla baş koymuşuz Leş bir yana baş bir yana/ Biz Apoya söz vermişiz /Bu yolda dönüş yok bize/ Biz Apoya söz vermişiz /Bu yolda dönüş yok bize/Diyarbakir meydaninda/Mazlum Doğanin püstünü/Yaninada Kemal Pir’i/Dikenedek savaşırız /Yaninada Kemal Pir’i/Dikenedek savaşiriz/Biz bu yolla baş koymuşuz/Leş bir yana baş bir yana/Biz Kemale söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize/Biz Kemale söz vermişiz/Bu yolda dönüş yok bize /Biz bu yolla baş koymuşuz/ Leş bir yana baş bir yanaBiz Apoya söz vermişiz /Bu yolda dönüş yok bize/ Biz Apoya söz vermişiz /Bu yolda dönüş yok bize

Bu da HDP'nin barış dolu şarkısı:
HDP bizim partimiz, kardeşliktir hedefimiz /Barışa çıkar yolumuz, insanlıktır tek ilkemizBarışa çıkar yolumuz, Dünyadır bizim ülkemiz x x x HDP geldi, geliyor, tüm barajları yıkıyor/Zulme karşı direniyor, yarınlar bize gülüyor/Zulme karşı direniyor, özgürlük bize gülüyor/Mezopotamya’nın sesi, Anadolu’nun nefesi/Bütün herkesin rüyası, halkların ortak meclisi /Bütün herkesin rüyası halkların ortak meclisi xxx İnsanlar gülüyor mecliste, gel sende ses ver bu sese/ Haykıralım hep birlikte yeter artık edi besse/ Haykıralım hep birlikte yeter artık edi bese /Karadeniz’in dalgası, Ege’nin tütün kokusu /Amed’in barış tutkusu olmuş halkların türküsü /Amed’in barış tutkusu olmuş halkların türküsü /Gülecek kara bahtımız, Zalime kalmaz ahımız /Daha var bak bir çaremiz, HDP’dir umudumuz /Daha var bak bir çaremiz, HDP’dir umudumuz xxx Bu ülkenin kadınları, yiğit cesur yürekleri /Nehir olmuş bilinçleri yıkıp geçiyor tahtları /Özgürlük tanrıçaları korkutuyor sultanları /Kara olmuş aklın akı, kırılsın zalimin çarkı /Yaşayalım hep birlikte, olmasın kimsenin farkı /Yaşayalım hep birlikte olmasın kimsenin farkı/Kara çaldılar beyaza, çalıp durdular namaza /Yıkılacaklar bu yaza bu yüzden vuralım saza /Çarpılacaklar bu yaza bu yüzden vururum saza /HDP geldi, geliyor, tüm barajları yıkıyor /Zulme karşı direniyor, yarınlar bize gülüyor /Zulme karşı direniyor, özgürlük bize gülüyor

     Vay be Apoya savaşmak için söz verenler 'bizler' seçim şarkısında barış kardeşlik isteyen 'bizler' olmuş. Pkk marşında 'leş' diye bahsedilenler seçim şarkısında 'insanlık' olmuş, 'halk' olmuş. Pkk marşında 'savaşmaktan' bahsedenler seçim şarkısında 'gülmekten' 'yaşamaktan' bahseder olmuş. Bu seçmenle dalga geçmektir. Sen 'leş' dediğin, her mahallesi şehit vermiş Anadolu şehirlerinden terör örgütünün modifiye şarkısıyla oy mu toplayacaksın. Yazıklar olsun.


     İzmir Gündoğdu meydanında barıştan demokrasiden bahseden Demirtaş Mardin Kızıltepe'de Teröristbaşı Apo'nun heykelini dikmekten bahsediyordu. Haydi mertsin ya yiğitsin ya Kızıltepe 'önder' dediğin Apo'nun a'sını söylesene Gündoğdu'da, bırak heykelini dikmeyi resmini çıkarsana Apo'nun. Bu iki yüzlülüktür alçaklıktır.


     Demirtaş'ın 6-7 Ekim olayları sırasında "Tanırım iyi çocuklardır" dediği Pkk'nın şehir çetesi YDG-H güneydoğu'da bölge halkına tehdit dolu mektuplar yazarak, köy muhtarlarını "başka partiye oy çıkarsa senden biliriz" diye tehdit ederek oy isterken, Şeker çocuk Demirtaş ve özgür kız Yüksekdağ İzmir'de, Aydın'da, Samsun'da demokrasiden, barıştan, kardeşlikten bahsediyor. Sizin iyi çocuklar daha bir kaç gün önce Şırnak İdil'de iki cana kıydı. Bir tarafta kan akıtacaksınız bir tarafta popstar edasıyla demokrasi cakası satacaksınız. Bir taraftan Kandil'e gidip Cemal Bayık'la kır kahvaltısı yapacaksın ertesi günde gidip üniversitelerin 'demokratik', 'çağdaş' gençleriyle çay içeceksin. Ya matruşka gibisin Demirtaş gün geçtikçe yeni 'sahte' Demirtaş'larla tanışıyoruz.

     Seçim bildirisinin açıklarken Diyaneti kapatmayı vaat eden (video 03:00) Demirtaş bir kaç gün sonra Elazığ'da "Onu kaldıracağız, yerine ‘inanç işleri başkanlığı’ kuracağız. Çocuklarımıza din eğitimi mi vermek istiyoruz? En iyisini biz okullarda vereceğiz." diyebilmiştir



     Gelelim HDP'nin seçim partneri Gülen cemaati için Demirtaş'ın yaptığı U dönüşüne:

Sene 2012 Demirtaş hükümeti cemaatin emrinde olmakla suçluyor.


 Sene 2014 Demirtaş hükümeti HDP'lileri işten çıkartıp yerine cemaatçileri doldurmakla suçluyor. Gülen cemaatini 'yeşil derin devlet' olmakla suçluyor. Cemaat ve hükümete "canınız cehenneme" diyor.


 Sene 2015 NTV'de cemaatin desteği sorulunca Demirtaş "Bizi desteklemeye, oy vermeye karar vermişlerse bu kıymetlidir." diyor. Paralel yapının genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'yı arka kapıdan alıp Diyarbakır Belediye Binasında konuk ediyor.

     Kaç Demirtaş etti ben sayamadım. Siz sayabildiniz mi?