12 Ekim 2017 Perşembe

Afyonkarahisar Takımına Sahip Çıkıyor: Afjet Afyonspor 1. Lige Yürüyor!

Bundan bir buçuk yıl önce BAL şampiyonluğu sonrasında "Takım üzerine düşeni yaptı, şimdi sıza bizde. Afyonkarahisar halkı olarak şehrin takımı Afjet Afyonspor'a sahip çıkmalıyız. Biz destek olur stadı doldurursak inşallah Afyon Arena Stadında bir kaç sezon içinde PTT 1. Lig maçlarını izleriz. Hatta iş adamları taşın altına elini koyarsa Afjet Afyonspor Süper lige bile yükselir." diye seslenmiştim. (linki buradadır) 

Hayal ettiğimiz gibi de oldu: Afyonlular öyle bir destek verdiler ki takıma; yeni stadı hiç boş bırakmadılar hatta Darıca Gençlerbirliği maçında 15 bin 560 taraftar ile seyirci rekoru kırıldı. Şehrin bu desteği takımı ulaşılamaz bir başarıya taşıdı Afjet Afyonspor yeni stadında oynadığı 40 maçta sadece 1 yenilgi aldı. Salih SEL şehrin takımı Afjet Afyonspor'un başkanı olarak elini taşın altına, bedenini yeni ismiyle Afyonkarahisar Yeni Şehir Stadı'na, gönlünü mor-beyazlı formaya koydu ve teknik direktör Hasan Erkin Şimşir'in liderliğinde Ayonkarahisar'a ilk sezonunda 3. lig şampiyonluğunu yaşattı. Ağustos ayı itibariyle de bayrak yarışını Söz Marketler sahibi Ali Rıza Gürakar alarak kulüp başkanı oldu. 



Afjet Afyonspor 2017-2018 sezonuna fırtına gibi başladı ve ilk yedi hafta sonunda 2. Lig Kırmızı Grupta liderin sadece 5 puan arkasında 4. sırada. Evinde oynadığı tüm maçları kazanan Afjet Afyonspor grubun en az gol yiyen 2. takımı. Geçen sezon takımının şampiyonluğunda attıkları 32 gol ile büyük pay sahibi olan Fatih Şerifoğlu ve Yasin Yener bu sezonda taraftarın göz bebekleri. Fatih Şerifoğlu yaşadığı sakatlık sonrası sahalara dönünceye kadar, geçen sezon devre arasında takıma katılan Oltan Karakullukçu attığı 5 golle nöbeti devralmış durumda.


Haydi mor-beyazlı formaya ter akıtan yiğitler! Haydi Kalehisar, Afyok ve 03 Taraftar Grupları! Haydi Afyonlular! inşallah 1. Lig bizi bekliyor. 


10 Ekim 2017 Salı

Türk Futbolunun Kurtuluş Reçetesi: Yabancı değil Genç Yerli Kontenjanı

2016 Avrupa Şampiyonasındaki rezil ve ruhsuz oyunumuzun ardından bu hafta sonu (İzlanda ve Finlandiya maçlarıyla) Milli takımımızın fizik, taktik ve teknik olarak tamamen çökmüş olduğuyla hepimiz yüzleştik.

Yine herkes yabancı serbestliğinden dem vurup yabancı oyuncu kısıtlaması kolaylığına kaçıyor. Ama az çok futbol oyununun seyir kısmını önemseyen taraftarlar bunun bir çok vasat yerli futbolcuya hak etmediği ilk 11'i garanti edeceği için Milli takıma sadece fizik kondisyon olarak etki edeceğini biliyor.

Selçuk Şahin, Deniz Barış, Sabri Sarıoğlu, Aydın Yılmaz, Serdar Kesimal, Hüseyin Çimşir, Cihan Haspolatlı, Fahri Tatan gibi çoğu zaman taraftarın saçını başını yolduran, oynadığı maçlarda vasatı geçemeyen futbolcular yabancı kontenjanının ülke futboluna hediyeleri. Bu oyunculardan hangisi A Milli Futbol takımımızın bir maçını kurtardı? Haydi onu geçtim oynadıkları takımların kaç maçında 7-8'lik oyun oynadılar? Tüm bunlara rağmen yabancı kontenjanının olduğu sezonlarda en vasat yerli futbolcu 5 Milyon $'dan aşağıya bonservis bedeliyle transfer oldu mu?

Gelgelelim ülke futbolunun kurtuluş reçetesine: Süper lig ve 1. Futbol liginde oynayan her takıma vakit kaybetmeden önümüzdeki sezonundan başlamak üzere; ilk 11'de 21 yaş altı 3 yerli futbolcu oynatma zorunluluğu getirilmeli. Federasyon buna 2+2, 3+1 veya 2+1'li kulübeyi de hesaba katan ara bir formülde bulabilir. Önceki sezonu takımında geçirmek şartıyla 2019-2020 sezonu itibariyle yaş sınırı kademeli olarak 24'e çıkartılır. Böylece 36 takımda bir kaç sezon içinde devamlılığı olan önümüzdeki en az 10 sene milli takımda oynayabilecek ve sürekli genişleyen 108+ (süperligde 18x3, 1.ligde 18x3) futbolculuk bir havuz oluşacak. Aynı zamanda Türk futbol taraftarları garanti formanın rahatlığıyla kulüplere yıllarca demir atan 29-30 yaş üstü vasat yerli futbolcuları izlemek zorunda kalmayacak. Futbol kulüpleri el mahkum yerli transferine harcayacakları fahiş transfer paralarını altyapıya harcamak durumunda kalacak.

Lafın kısası; Bazen risk alabilmek için dibi görmek gerekir. Türk futbolu büyük bir dönüm noktasındadır. Yabancı kontenjanı ezberine sarılmak, -mış gibi yapmak yerine bu kez zor ama doğru olanı genç yerli kontenjanını getirmeliyiz. İnanıyorum ki elimizi taşın altına koyarsak 2020 Avrupa Şampiyonasında yer alabilir hatta 2022 Dünya Kupasından itibaren her turnuvada en az çeyrek final oynayan bir takım olabiliriz.